Bugün uyandığımdan canım o kadar tatlı istiyordu ki anlatamam.. 

Kahvaltı yapmak içimden gelmedi, şöyle bir çikolata olsa da hemen yesem yutsam diyordum. Ama evde bulundurmamanın faydaları :) Döndüm durdum evde, ama hiç bir şey yoktu :) Hemen 5 6 tane badem, bir kaç tanede kuru kayısı aldım elime, kahvemin yanında yiyip, evden çıktım işe gelmek için. Bu tatlı krizi bir türlü geçmedi.. Ama ölçüsüz saldırıp pişman olmak istemedim. 

11 civarı ara öğünde bir elma yedim, yanında kahveyle. Hem elmanın hemde kahvenin yağ yakıcı özelliğini bu blog'da bilmeyen kalmadı :) Yani yağ yaka yaka tamamladım ara öğünümü.. 

Öğle yemeğinde bugün iş yerinde mercimek çorbası, mor lahana salatası, mantarlı tavuk sote ve pilav çıktı. O pilav böyle parıl parıl gözüme o kadar güzel gözüktü ki anlatamam! Ama direndim! Daha yeni pilav yedin Pelin kendine gel dedim, akşam eve gidince tatlı yapıcaz oh mis gibi onu dicez Pelin'cim dedim, e tabi birde blogda nasıl yazarım bunu millet ne der diye düşünerek yemedim o bembeyaz yağ dolu pilavı :) Ama diğer hepsini de sildim süpürdüm :) 

İkinci ara öğünü unutmuşum, çıkış saati geldi. Çok yoğundu iş bugün onunla bununla uğraş derken, saat 6 oldu, çıktım, çantamdan activia yoğurt çıkartıp otobüste yedim gayet :)  Koştur koştur eve geldim.. 6 buçuk civarı akşam yemeğinin başına oturdum. 

Akşam yemeğinde annem fırında balık yapmış yanında en yakışan tabiki roka salatasıdır :) Balığı çok severim zaten, çok güzel bir akşam yemeğiydi yani benim için.. Ama gün boyu yaşadığım tatlı krizi bir türlü geçmedi! 

Saat 8 gibi girdim mutfağa, ne var ne yok baktım. Evdekilerden nasıl bir tatlı yapabilirim diye.. Ve elma aşığı biri olarak kendime çok güzel bir diyet tatlısı hazırladım. Elma topları! 

Yazıları 7'ye yetiştiremiyorum, kusuruma bakmayın.. Sanırım bir süre böyle devam edecek. 

Hepinize iyi haftalar, Pelin :)